Kapat

Süleyman Söylemez

Her zaman Filistin’e karşı farklı bir hassasiyeti olduğunu dile getiren Tuğba Söylemez, eşinin savaş, zulüm ve baskı altındaki insanlara karşı her şeyden fazla duyarlı olduğunu dile getiriyor. Kendi durumu el verdiğinde Filistin için gerekli tüm yardımları gücü dâhilinde yaptığını belirten Tuğba Söylemez ekliyor; Kendini her zaman mağdur insanların yerine koyar, duygudaşlık yapar aynı duyguları yaşardı.

Süleyman Söylemez

Uğur Süleyman Söylemez, kendini insanlara yardım ulaştırmaya adamış ve binlerce çocuğun yüzünü güldürmüş, umut ışığı oluş Süleyman Söylemez, 1963 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. Serbest Meslek ile uğraşan Süleyman Söylemezin asıl görevi Allah yolunda, hak için mücadele etmekti. Fakat 2010 yılında Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yapılan İsrail’in insanlık dışı hain saldırı sonucu kafasından ağır yara almıştır. Yapılan tüm müdahalelere rağmen koma etkisi altından çıkamayan Süleyman Söylemez, durumu 8 ay yapılan tedavilerde değişiklik göstermeyince tedavisine evde devam edilmek üzere Ankara Atatürk Hastanesinden taburcu edilmişti.  Evde verdiği dört (4) yıllık mücadelenin ardından bu ıstıraba daha fazla dayanamamış ve şehit düşmüştür.

Serbest meslek erbabı olan Süleyman Söylemez, ticaret işleri ile meşgul 2 kız 1 erkek olmak üzere üç çocuk babası (Ahmet Söylemez, Zeynep Kübra Söylemez, Fatma Söylemez) ve Tuğba Söylemez ile evliydi. Destekte bulunduğu çeşitli yardımlarda gönüllü olmayı kendine bir borç bilmiş, kimi zaman ailesini 2. Plana koyacak kadar çok insanın yardımına koşmuştur. Çevresinde her verdiği sözü yerine getiren, cömert, hassas ve yardımsever biri olarak bilinirdi.

Tuğba Söylemezin (eşi) Gözünden Süleyman Söylemez

Her zaman Filistin’e karşı farklı bir hassasiyeti olduğunu dile getiren Tuğba Söylemez, eşinin savaş, zulüm ve baskı altındaki insanlara karşı her şeyden fazla duyarlı olduğunu dile getiriyor. Kendi durumu el verdiğinde Filistin için gerekli tüm yardımları gücü dâhilinde yaptığını belirten Tuğba Söylemez ekliyor; Kendini her zaman mağdur insanların yerine koyar, duygudaşlık yapar aynı duyguları yaşardı. Para ile hiçbir işi yoktu sadece Filistin’e gidip oradaki insanlara yardım etmem gerekiyor diyordu. İlk tanıdığı günden beri eşinin böyle bir insan olduğunu söyleyen Tuğba Hanım; biri Süleyman Bey’i arayıp şu kişinin yardıma ihtiyacı var dese, herkesten önce o yardım sahibinin yanında olurdu diyor. En son Mavi Marmara yola çıkmadan önce son kez konuştuklarını dile getiren Tuğba Söylemez eşinin kendisine; bir daha arayamazsam hakkını helal et, biz yola çıkıyoruz dediğini belirtiyor.

Saldırı Anı ve Sonrası

Yaşadığı acı hatıraları gözü yaşlı anlatan Tuğba Söylemez; internet sitesinden gemiyi takipteydik, 30 Mayıs akşamı bir problem olduğu söylenmişti. Oğlum, “Anne, İsrail Büyükelçiliği’ne gidip konuyu öğrenelim.” dedi. Ben de “Sabah ola Hayır ola.” dedim. Sabah ezanında uyandık, hemen interneti açtık ve gemiye çok büyük bir saldırı olduğunu öğrendik; yaralıların durumu kötü, fazlaca şehit düştü dendi. Namazı kılar kılmaz doğruca İsrail Büyükelçiliği’nin yolunu tuttuk. Elçilik önünde iki kişi bekliyordu, sonradan insanlar kalabalıklaşmaya ve çoğalmaya başladı. İlk başlarda ölen sayısı için beş kişi dendi, daha sonra 20 oldu ve sürekli acı ölüm haberleri gelmeye başladı Oğlum ve ben, Süleyman Söylemez’in (eşi)ölenlerden biri olduğunu tahmin ettik. Çünkü eşim böyle durumlarda korkmadan kendini siper edecek yürekte biriydi. Canını feda edecek kadar çok bu yola baş koymuştu, Nitekim de böyle oldu diye ekliyor.

Mavi Marmara Saldırısı

31 Mayıs 2010 tarihinde başlatılan Mavi Marmara Projesi kapsamında başlatılan ‘Özgür Gazze Hareketi’ İsrail tarafından düzenlenen hain bir pusu sonucunda Gazze’ye insani yardım için giden Mavi Marmara gemisinin ateş altına alınması sonucu yardımların önü kesilmeye çalışılmıştır

Mavi Marmara Projesi kapsamında hayatını kaybeden 9 Türk vatandaş (Süleyman Söylemez dahil) anısına Filistin’in masum çocuklarının hallerini ve onlara yardım götüren insanların tasvir edildiği heykeller ve anıtlar yapılmıştır. Mavi Marmara olayı sonrası Bandırma Konsolosluğu bu duruma sessiz kalan diğer AB ve diğer NATO ülkelerine kınama mektubu gönderse de ülkeler sessiz kalmaya devam etmiştir.